Seksi, rahat ve konforlu ayakkabı tasarımlarıyla 4 yılda 45 ülkeye ulaşan Edgardo Osorio, ünlü yıldızların ayakkabıcısı çoktan oldu bile. Emma Stone ve Julianne Moore ise daimi müşterisi.
Tasarımcı Edgardo Osorio, modaya ilgisini çok küçük yıllarda fark etmiş. Sanata merakı ve yaratıcı yönü erken yaşta keşfetmesi onu Londra College of Fashion’da eğitim almasını sağlamış. Kendi deyimiyle insanları güzelleştirmeyi çok seviyor. “Eğer modayı seçmemiş olsaydım kesin estetik cerrah olurdum” diyor.
Küçükken teyzeleriyle alışveriş yaparken ayakkabının bir kadını nasıl güzelleştirdiğini farkeden ünlü tasarımcı, bundan tam 4 yıl önce “Aquazzura’ markasını yarattı. 45 ülkede satışı yapılan bu ayakkabıların sırrı ise seksi, rahat ve konforlu olması. Bu markanın u kadar fazla tercih edilmesinin en büyük nedeni ise günün sonunda kadını yara bantlarına mahkûm etmemesi…
‘’Yüksek topukluların üzerinde kadının nasıl dişileştiğini, kendine nasıl güvendiğini o zaman keşfettim. Eğer bir de yüksek topuklularla yürümeyi biliyorsa; kadının çok daha elegant olabildiğini gördüm.’’
Peki ya ‘Aquazzura’ markası…
10 yıl boyunca birçok lüks markada çalışan Edgardo Osorio piyasada giyilmesi zor ayakkabı tasarımları olduğunu düşünerek Aquazzura’yı yaratmaya karar verir. Bu markayla sofistike, güzel, yeni ve çok feminen bir çizgi yaratmak ister.
Aquazzura ismi nereden geliyor?
Aquazzura İtalyanca kökenli bir kelime olmakla beraber “Acqua ve Azzurra” mavi su anlamına geliyor. Her zaman denize ve güneşe âşık olduğunu söyleyen ünlü tasarımcı aradığı kelimenin ona sevdiği denizi, İtalya’yı, Capri’yi, güneşli güzel yerleri, tatlı hayatı, tatille dolu bir yaşamı hatırlatmasını istediğini söyler.
Kadınların ayakkabı ile duygusal bağı…
‘’Düşün, beğendiğin bir ayakkabıyı gördüğünde duygusal olarak yükselirsin. Bir ayakkabıyla zayıf, uzun, şişman, kısa olabilirsin. Kendine, tarzına uygun bir ayakkabı bulduğunda Cinderalla gibi prensini de bulabilirsin. Yüksek topuklar güç verir, şehvetli ve baştan çıkarıcı yapar.’’
İki dev marka Salvatore Ferragamo and Roberto Cavalli ile çalışmanın kariyerine olan katkıları…
‘’İkisininde farklı açılardan büyük katkıları oldu. Dünyanın en iyi tasarımcısı, sanatçı ve artistleriyle çalıştım. En güzel ve en lüks ürünlerin nasıl yapıldığını gördüm. Onlarla çalışmamış olsaydım, bugün geldiğim noktaya ulaşamazdım.’’
‘GÜNÜN YARA BANTLARIYLA BİTMEDİĞİ BİR MARKA YARATTIK’
Ayakkabılarının seksi olduğu kadar rahat olduğundan da bahsediliyor.
Tasarım yaparken hep Oscar de la Renta’nın bir sözünü hatırladığını söyler: “Her zaman arkandan 3 erkek geliyormuş gibi yürüyeceksin.” Benim tasarımlarımı giydiğinde arkandan 3 değil, 5 erkek geliyormuş gibi yürüyorsun, diyor.
İnsanların aklında hep “Güzel ayakkabı rahatsızdır” diye bir düşünce vardı. Edgardo Osorio markasını yarattığında bu zihniyeti tamamen değiştirmeye karar vermiş. Yanına 40 yıldır bu sektörde olan bir teknisyen almış. ‘’Ayakkabıdaki taşıyıcı ağırlığı sadece ön kısma değil orta ve topuk kısmına dağıttık. Çok özel yumuşak tabanlıklar yerleştirdik. Yürüdükçe tabanı yumuşuyor. Bütün ayakkabılarımın tasarımı çok hafif.’’